Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan Savunma Sanayii Vurgusu: "Toplu İğne Üretemiyorduk, Şi...
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Altay Tankı teslimat töreninde yaptığı konuşmada, Türkiye'nin sa...
Türkiye'de LGBTİ+ Yasaklanıyor mu? Meclis Gündemindeki Kanun Teklifleri ve Olası Etkileri
Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) gündemine taşınan ve ana gerekçesi "Aile Kurumunun Korunması ve Toplumsal Değerlerin Muhafaza Edilmesi" olarak belirtilen yasal düzenleme teklifleri, kamuoyunda geniş bir ilgi ve tartışma alanı oluşturdu. Başta iktidar ve bazı siyasi partiler tarafından sunulan bu teklifler, Türk Ceza Kanunu (TCK) ve Medeni Kanun’da köklü değişiklikler öngörmekte, özellikle LGBTİ+ bireylerin kamusal alandaki görünürlüğünü ve hukuki süreçlerini yeniden düzenlemeyi amaçlamaktadır. Türk halkının büyük bir bölümünün hassasiyet gösterdiği aile ve ahlaki değerlerin korunmasına odaklanan bu girişimler, yasalaşması halinde önemli hukuki sonuçlar doğuracaktır.
Toplumsal Ahlakı Korumayı Amaçlayan TCK Değişiklikleri
Meclis'e sunulan kanun tekliflerinde ve sızan 11. Yargı Paketi taslağında, Türk Ceza Kanunu'nun (TCK) toplumsal ahlak ile ilgili maddelerinde kapsamlı düzenlemeler yapılması hedeflenmektedir. Bu düzenlemelerle TCK'nın 225. maddesi altında yer alan "Hayasızca Hareketler" suçunun kapsamı genişletilmek istenmektedir. Tekliflerin odak noktası,
doğuştan gelen biyolojik cinsiyete ve genel ahlaka aykırı tutum ve davranışların alenen teşvik edilmesi, övülmesi veya özendirilmesi eylemlerine bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası getirilmesi olarak öne çıkmaktadır. Ayrıca, teklifler, bu tür faaliyetlerin yayın ve iletişim kanalları üzerinden yapılmasını da suç kapsamında değerlendirerek, Radyo ve Televizyon Üst Kurulu'nun (RTÜK) denetim yetkisini genişletmeyi amaçlamaktadır.
Cinsiyet Uyum Sürecine Yönelik Kritik Yaş ve Koşul Değişiklikleri
Düzenleme taslaklarında, Medeni Kanun'un cinsiyet değişikliğini düzenleyen 40. maddesine yönelik kritik değişiklikler dikkat çekmektedir. Hazırlanan metinler, cinsiyet uyum sürecine başlama yaşının 18'den 25'e yükseltilmesini ve sürece dair tıbbi rapor şartlarının hukuken daha zorlu bir zemine oturtulmasını öngörmektedir. Bu adımlar, hükümetin "Aile Kurumunun Korunması" söylemi çerçevesinde, cinsiyet kimliği ve yönelimi konusundaki toplumsal normları desteklemeyi amaçladığı şeklinde yorumlanmaktadır. Ayrıca, kanuna aykırı şekilde tıbbi müdahalede bulunan hekimlere ağır hapis ve para cezaları getirilmesi de tartışılan maddeler arasındadır.
Toplumsal Tepkiler ve Hukuki Boyut
Aile kurumunu ve toplumsal değerleri koruma argümanıyla sunulan bu teklifler, toplumun geniş bir kesiminden destek alırken, diğer yandan LGBTİ+ örgütleri ve insan hakları savunucuları tarafından temel hak ve özgürlüklere müdahale olarak değerlendirilmektedir.
